Salı günü Akademi Ödülleri adayları açıklandı.
Oscarların 96 yıllık tarihinde ilk defa 10 film arasından üç kadın yönetmenin filmi adayları arasına girdi.
Justine Triet’in “Anatomy of a Fall”u, Greta Gerwig’in “Barbie”si ve Celine Song’un “Past Lives”ı.
En iyi yabancı film kategorisinde İlker Çatak’ın yazıp yönettiği “The Teachers’ Lounge” Almanya’dan adaylar arasına girmeyi başardı.En çok ödüle aday stüdyolar arasında Netflix, Apple ve Amazon dikkat çekti, sırasıyla 18, 13 ve 5 dalda ödüle aday olmaya hak kazandılar.Peki ama Oscar adaylarının açıklanmasıyla en çok konuşulan ne oldu?Elbette, Barbie!
Hatırlayacaksınız, bu ay Altın Küreler’de ‘Sinematik ve Gişe Başarısı’ başlıklı yeni bir kategori açılmış ve bu kategoride ödülü ‘Barbie’ almıştı.
Bununla tartışmak zordu: Greta Gerwig’in yönettiği Mattel filmi global gişede 1.44 milyar ABD doları kazandı.
2023’ün en çok izlenen filmi olan ‘Barbie’, aynı zamanda tüm zamanların en çok gişe hasılatı yapan 14. filmi de oldu.Şimdi ise ‘Barbie’, oyuncular Ryan Gosling ve America Ferrera’ya en iyi yardımcı oyuncu ödüllerinde adaylık kazandırdı.Film birçok dalda aday olurken, Greta Gerwig’in en iyi yönetmen ve Margot Robbie’nin en iyi kadın oyuncu ödülleri adaylığına layık görülmemesi tartışma yarattı. “Gerçek Dünya’da ataerkilliğin gücünü eleştiren bir filme Barbie’nin değil de Ken’in aday gösterilmesi gerçekten çok yakışıyor!” diye eleştirenler de oldu.Hatta Ryan Gosling ve America Ferrera, “Greta Gerwig ve Margot Robbie olmadan Barbie olmazdı” açıklaması yapmak zorunda bile kaldı. Oysa Greta Gerwig, eşi Noah Baumbach ile birlikte senaryo dalında aday, Margot Robbie ise en iyi film dalında yapımcı kimliğiyle adaylar arasında.Çok iyi hatırlıyorum, tam 12 yıl önce New York Brooklyn’de bir film stüdyosundayız.“Pan Am” dizisinin çekimleri ve başrolündeki Christina Ricci ile röportaj yapmak için.Christina Ricci’nin makyajı yapılırken yanımıza ilk dizi projesinde yer aldığı için son derece mutlu ve hevesli, çok tatlı, sarışın, güzel bir kadın geliyor. Kanada’dan ABD’ye yeni taşındığını, bu projeye seçildiği için ne kadar mutlu olduğunu anlatıyor.New York’ta çekilen bir dizinin Türkiye’de izlenecek olması o zaman onu çok şaşırtıyor.Sonra da gözlerimin içine bakıp diyor ki, “Umarım ben ünlü olduğumda benimle de röportaj yapmaya gelirsin”.İşte o kadın, Margot Robbie, 12 yılda hızlı ve kararlı adımlarla yükseldi.Sadece oyuncu kimliğiyle değil, yapımcı kimliğiyle de gündeme oturdu.Çünkü Margot Robbie sadece Barbie değil, “Barbie”nin yapımcısı da aynı zamanda.İşte bu da ‘Barbie’nin anlatmak istediği hikâyeye son derece uygun.Tabii 10 Mart’ta sahiplerini bulacak Akademi Ödülleri’nin adaylarının açıklanmasıyla en çok konuşulanlardan biri de, “Barbie” kadar vasat bir filmin nasıl sekiz dalda Oscar’a aday olduğu.İşte bu, tam da zamanın ruhu değil mi zaten?Ne kadar vasatsa, o kadar çok takipçi, izleyici demek değil mi?
Anne Hathaway’in basın emekçileriyle dayanışması
Oscar adaylarının açıklandığı anda Anne Hathaway, New York’ta Vanity Fair dergisi için fotoğraf çekimi yapmak üzere stüdyodaymış. Dünyanın en ünlü yayın gruplarından Condé Nast’ta sendika üyesi olan ve Vanity Fair, Vogue, GQ gibi dergiler için çalışan yaklaşık 400 kişinin yayın grubunun işten çıkarmalar konusunda pazarlık yapma şeklini protesto etmek için 24 saatlik görev bırakma eylemini haber alınca, fotoğraf çekimine başlamadan stüdyoyu terk etmiş ve sendikanın protestosuna destek olmuş. Kaç yıldız bir yayın grubunun patronlarını ve yönetimini, hatta Vogue’un ‘Şeytan Prada Giyer’e konu olan efsane yayın yönetmeni Anna Wintour gibi güçlü bir ismi karşısına almayı göze alabilir?