Derleyen: Betül Yasemin Keskin / Milliyet.com.tr – ABD’nin Teksas eyaletinde bir cenaze evi işleten Bernie Tiede, çevresinde oldukça sevilen bir adamdı. Çevresindekilere karşı güleryüzlü ve hoşsohbet oluşu onu herkesin gözünde sempatik biri yapıyordu. Her ne kadar insanlarla çoğunlukla ölüm gibi üzücü bir olay nedeniyle bir araya gelse de birçok kişinin yüzünde tebessüm oluşturan, samimi ve doğal bulunan biri olması nedeniyle güven veren bir insan olarak görülüyordu. Ancak onun hakkındaki bütün bu olumlu düşünceler yalnızca bir olayla yerle bir oldu.
Tiede, 2 Ağustos 1958’de Teksas’ın Abilene bölgesinde doğdu. Henüz 3 yaşındayken annesini bir araba kazasında kaybetti, aracın sürücüsü olan babası ise olaydan yara almadan kurtuldu ancak bu olayı atlatamadı. Kazadan ötürü son nefesine kadar kendisini suçlu hisseden Tiede’in babası, o 15 yaşına geldiğinde hayatını kaybetti. Teksas’ın Kartaca kasabasında yaşayan 80 yaşındaki Marjorie Nugent, Bernie Tiede’in aksine huysuzlukları ve kötü kalbiyle tanınan biriydi. Oldukça zengin biri olan Nugent, kimse tarafından sevilmeyen, çocuklarını bile kendinden uzaklaştırmış bir kadındı.
Tiede, bu kadın ile 1990 yılında Nugent’ın kocasının cenazesinde tanıştı. Tiede cenazede bir ilahi söyledi ve Nugent’a kocasının mezarına gidip gelirken eşlik etti. Kısa bir süre içinde ikili aralarında 40 yaş olmasına rağmen o kadar iyi arkadaş oldu ki aralarındaki yakınlık herkesi şaşırttı. Kasaba halkına göre 80 yaşındaki Nugent, Bernie Tiede’in iyi niyetini hak etmeyen, huysuz bir kadındı.
İYİ KALPLİ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORDU
İkili arasındaki yakınlık çevredeki herkesin dilindeydi. Kimileri çiftin gerçekten birbirine âşık olduğunu düşünüyor kimileri ise Bernie Tiede’in aslında yaşlı kadının mirasının peşinde olduğunu savunuyordu. Tiede, kendileri hakkında yorum yapılmasından ötürü rahatsızlık duymuyordu. Ona göre Nugent tatlı ve iyi kalpli bir kadındı ve daha da önemlisi onunla vakit geçirmekten keyif alıyordu.
Birlikte dünyanın çeşitli bölgelerini ziyaret dahi eden ikilinin tüm masraflarını Nugent üstleniyordu. Kasaba halkı da aralarındaki bağın maddi boyutunun farkındaydı. Tiede, kendisine yönelik olumsuz cümlelere rağmen Nugent’ı hayatında eksik olan bir anne figürü olarak görüyordu ve ona göre hiçbir problem de yaşanamazdı.
BİR ANDA ÖZEL SEKRETERİ HALİNE GELDİ
Nugent, kısa bir zaman sonra günlük harcamalarından faturalarına kadar tüm finansal yönetimini Bernie Tiede’e teslim etti. Kasabanın cenaze işlerinden sorumlu görevlisi bir anda yaşlı ve huysuz kadının özel sekreteri haline gelmişti. Nugent’ın tavırları zaman içinde daha da boğucu bir hale gelmeye başlayınca Tiede işlerin pek de yolunda gitmediğini fark etmeye başladı. Nugent bir gün Tiede’den kendisiyle 24 saat boyunca ilgilenmesini istediğini açık bir şekilde dahi dile getirdi.
Tiede, Nugent’ın ilgisinden giderek bunalıyor ve kendisini adeta kullanılıyormuş gibi hissediyordu. O artık giderek zehirli bir hale gelmeye başlayan bu ilişkiden ve iletişimden kurtulmalıydı. Nugent’ın tavırlarından rahatsız olan Tiede, yaşlı kadın hakkında şunları söyleyecekti:
“O kadar kontrolcüydü ki bana sahip olabileceğini hissetti ve sanırım bir dereceye kadar da öyle oldu. Bir ara kafasına beyzbol sopasıyla vurmayı hayal ettim ancak acı çekeceğini düşündüm.”
SANKİ CİNAYETİ İŞLEMEMİŞ GİBİ DAVRANDI
Beyzbol sopası planının iyi bir fikir olmadığını düşünen Tiede, takvimler 19 Kasım 1996’ya gösterdiğinde adını tüm dünyaya duyuracak o eyleme imza attı. Evinde köpeğini seven Nugent’ın karşısına dikilen Tiede, yaşlı kadını tüfekle sırtından vurdu. Daha sonra yaşlı kadının cansız bedenini çarşafla sıkıcı sardı ve onu dondurucunun içine koydu. Tüm bu vahşete imza atarken soğukkanlıydı. Üstelik bundan sonrası daha da korkunçtu. O gün üniversitede bir müzik provasına katıldı ve kasaba halkına belki de eskisinden bile daha içten ve samimi davranışlar sergiledi.
Tiede’in bütün garip ve kan dondurucu eylemleri yalnızca bunlarla sınırlı değildi. Cinayeti sanki kendi işlememiş gibi davranarak Nugent’ın tahminen 2 milyon dolarlık (yaklaşık 54 milyon lira) parasını kasabanın dört bir yanına dağıttı. Hatta bunlarla yetinmedi, bir de üzerine kiliseye bağış sözü verip kendisine oldukça pahalı ve lüks bir araba satın aldı.
ÖMÜR BOYU HAPİS CEZASINA ÇARPTIRILDI
Nugent yalnız bir kadındı ve çocukları ondan çok uzakta yaşıyordu. Fakat aradaki mesafeye rağmen Nugent o kadar da yalnız biri değildi. Çocukları, 9 ay gecikmeli olarak anneleriyle iletişime geçmek istediler ancak yaşlı kadına ulaşamadılar. Çocukların iyiden iyiye durumdan şüphelenmeleri üzerine olayı polise bildirdiler. Yaşlı kadının oğlu ve kızı, polis eşliğinde annelerinin evine geldi ve boşlukla karşılaştı.
Anneleri ortada yoktu. Polis, yaşlı kadının nerede olduğuna dair ipucu yakalamak için evin her yanını didik didik aradı. Acı gerçek, evin bodrum katındaki derin dondurucunun kapağının açılmasıyla ortaya çıktı. Nugent’ın vahşice parçalanmış cansız bedeni karşılarındaydı. Olayla ilgili inceleme yapan polisin hedefindeki isim ise hiç şüphesiz yaşlı kadının yakın dostu Tiede’di. Sorguya alınan Tiede bu esnada suçunu itiraf etti ve çıktığı ilk duruşmada müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
2014 yılında savunma avukatı Jodi Cole, Tiede için yeni bir savunma hazırladı. Tiede’ın tutuklanmasının ardından evinden alınan eşyalar arasında çocuklukta yaşanan cinsel istismarla ilgili 4 kitap da vardı. Tiede, isteksizce Cole’a 12 yaşından beri amcasının tacizine maruz kaldığını itiraf etmiş ve psikiyatristler onun Nugent’ı öldürdüğü bir ‘dissosiyatif dönem’ yaşadığını söylemişlerdi. Yeni kanıtların ardından Tiede, yeniden ceza duruşmasına kadar serbest bırakılmıştı. Ancak 22 Nisan 2016’da Tiede’nin yeniden ceza davasının ardından jüri, ona 99 yıl hapis cezası verdi. Tiede şu anda hâlâ Texas’ın Huntsville bölgesindeki hapishanede cezasını çekmeye devam ediyor.
İŞLEDİĞİ CİNAYETE RAĞMEN HÂLÂ YANINDALAR
Başta ABD’li yönetmen Richard Linklater’ın yönettiği 2011 tarihli ‘Bernie’ filmi olmak üzere Tiede’in hikâyesi bugüne kadar pek çok kez popüler kültürde kendine yer buldu. Ancak tüm bunlardan daha da önemlisi ve sıra dışı olanı Tiede’in yaşadığı kasabayla ilgiliydi. Kasabada kötü ve huysuz olarak tanınan Nugent, bölgede yaşayanlara göre Bernie gibi sıcakkanlı biri tarafından öldürülse de aslında onlara göre yaşlı kadın bu ölümü hak etmişti!
Kan donduran canilikte bir olay olmasına rağmen bölgede yaşayanlara göre Bernie iyi kalpli, Nugent ise huysuzun tekiydi. Üstelik bu algı, korkunç cinayetten sonra dahi değişmemiş, hiçbir kimse Nugent’la empati kurmamıştı. Belki de tüm bunlardan daha da rahatsız edici olan şey ise bölgede hatırı sayılır bir kitleye göre Bernie’nin aslında haksız yere ceza aldığının düşünülmesiydi. Üstelik Tiede bile kendisine yöneltilen tüm suçları kabul etmesine ve verilen cezaya itiraz etmemesine rağmen…