Ama tabii hala Cristiano Ronaldo haberleri ve videoları ortalıkta… Harry usulü söylersek, “Yedek” keçinin Suudi Arabistan tercihi konuşulmaya devam ediyor. Spor salonunda takımının golünü izlerken yaşadığı sevinçten kız arkadaşının Suudi Arabistan yasalarıyla imtihanına kadar her detaya hakimiz.
Ronaldo’nun doğru yapıp yapmadığıyla ilgili fikirler de çeşit çeşit. Açıkçası ben kararına hem saygı duyuyor hem de bu kararı anlayabiliyorum.
Öncelikle Ronaldo çok zamanı olmadığının bilincinde… Şampiyonlar Ligi’ndeki istatistiklerini geliştirebilmek adına bir Avrupa takımına ama halihazırda gruplarda olan bir takıma ihtiyacı vardı. Ancak yeni oyun tarzı ve bazen yedek kalmayı kabul etmeyeceği gerçeği o kulüpleri ürküttü.
Hiçbir üst düzey teknik adam, Ten Hag’ın durumuna düşmek istemedi.Avrupa’da Ronaldo’yu almak isteyecek kulüp yok mu? Var tabii. Ama Portekizli oyuncu, UEFA Avrupa Ligi ve Konferans Ligi iststistikleriyle ilgilenmiyor. Bunun yanında yerel istatistikler ise Suudi Arabistan’da da elinin altında.
Evet tabii ki Ronaldo’nun çok parası var. İstese kulüp bile satın alabilir. Ancak sonuçta bu işi para karşılığı yaşıyor. Suudi Arabistan’ın El Nasır takımından alacağı para da bir servet değerinde. Neden gitmesin? “İnsan hakları” falan diyenler var da, yahu kardeşim adamlar Newcastle United’ı satın aldı. Engelleyebildiniz mi?
Şunu da unutmayalım ama… Ronaldo’nun United’dan ayrılma sürecinde antipatik hale gelmesi, Piers Morgan’a verdiği sert röportajla gerçekleşti. Morgan’ın gazıyla verdi veriştirdi. Geçmişteki performansı nedeniyle ona bayılan United taraftarları bile desteklerini çektiler. Piers Morgan, reytingini yaptı. Olan Ronaldo’ya oldu. Bir de Dünya Kupası eklenince Suudi Arabistan işi mecburiyete dönüştü.
Messi’nin Dünya Kupası’nı kaldırmasıyla birlikte Ronaldo’nun işi daha da zorlaştı. Ama Suudi Arabistan’da ve belki de gelecek yıllarda ABD’de kazanacağı parayla dünyanın sayılı zenginleri arasında yerini alacağı kesin.