Türkiye, 6 Şubat’ta asrın felaketi olarak kayıtlara geçen deprem felaketi ile yüzleşti.
Kahramanmaraş merkezli yaşanan depremler, yurdun güneyini adeta yerle bir etti.
Toplamda 11 il, depremde yerle bir oldu.
Aradan geçen 6 aylık zamana rağmen, ekipler bölgeden bir an olsun ayrılmadı. Böylelikle kentler yeniden ayaklandırılmaya başladı.
Bölgede çalışmalar hız kesmeden devam ederken, akıllar ise olası İstanbul depreminde kaldı.
Bakanlık İstanbul’u depreme hazırlıyor
Yıllardır gündemden düşmeyen ve sık sık senaryoların yazıldığı depreme ilişkin, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı harekete geçti.
Böylelikle, kentsel dönüşüm çalışmaları muhalefetin tüm engellerine rağmen bir kez daha hız kazandı.
Böylelikle Megakent’in depreme hazır hale getirilmesi amaçlandı.
“Kaçış ve yardımı zora sokar mı”
Öte yandan Bakan Mehmet Özhaseki de, dün katıldığı Medya Buluşması Toplantısı’nda önemli açıklamalarda bulundu.
Gündemde bir kez daha İstanbul depremi yer aldı.Burada, Özhaseki’ye Kanal İstanbul sorusu yöneltildi.
Soruda, “Kanal İstanbul Projesi ile milyonlarca insanın yaşadığı Avrupa Yakası’nı bir ada haline getirmek olası bir depremde tahliye, kaçış ve yardımı zora sokar mı?” denildi.
“Kanal İstanbul tahliyeyi kolaylaştırır”
Bunun üzerine Bakan Özhaseki, şu yanıtı verdi:
Tam tersine daha da kolaylaştırır. Yeni bir su yolu açıyorsunuz orada. İstanbul’un rahatlatılması, biraz daha yoğunluğun giderilmesi her halükarda tahliye için en önemli sebep. Oradaki yapılacak olan çalışmaların da bir kısmının kentsel dönüşüm için kullanılıyor olması İstanbul’un en büyük avantajı olsa gerek.
Kanal İstanbul projesi
Türkiye tarihinin en önemli yatırımlarından ve çevre korumaya yönelik en büyük adımlarından biri olan ‘Asrın Projesi’ Kanal İstanbul’un temeli 26 Haziran 2021’de atıldı.
Proje ile Türkiye, deniz yolu alanında devrim niteliğinde bir atılımı gerçekleştirmiş olacak.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “çılgın proje” ve “hayalim” olarak nitelendirdiği proje, ilk olarak 2011 yılında gündeme geldi.
Büyük yankı uyandıran projenin temelinde; İstanbul Boğazı’ndaki gemi tonajlarının artması, gemi boyutlarının büyümesi, riskli keskin dönüşler, kuvvetli boğaz akıntısı, kent içi deniz trafiğiyle kesişen gemi trafiği ve akaryakıt gibi riskli maddelerin tehlike saçması yer aldı.
Ayrıca uzmanların destekleriyle hazırlanan Kanal İstanbul ile depreme karşı dayanıklı, yatay mimarinin baz alındığı yeni yerleşim yerleri planlandı.