MÜJDE IŞIL – Duşan Kovaçevic’in Yugoslavya’nın parçalanmasını ve bunun doğurduğu maddi ve manevi yoksunlukları, parasızlık yüzünden intihara kalkışan bir adam üzerinden anlattığı “İntiharın Genel Provası”ından yaklaşık 80 yıl önce yazmıştı Nikolai Erdman “The Suicide/İntihar”ı… Sovyet Rusya’yı, devrim sonrası vadettiği eşitliği sağlamadığı ve işçi sınıfının mağduriyetini devam ettirdiği yönünde eleştirdiği, hikâyesini intihar kararı almış bir adam üzerinden kurduğu oyunu uzun süre yasaklı kalmıştı memleketinde.
“The Suicide/İntihar” geçtiğimiz hafta sonu AKM’de Ankara Devlet Tiyatrosu tarafından “Ölesiye” ismiyle sahnelendi. Oyunun başkahramanı işsiz Semyon, sadece eşinin kazancıyla dönen evde yoklukla mücadele etmekten bıkıp intihara karar veriyor. Tanıdıkları ve tanımadıkları onu vazgeçirmek yerine ölümünden çıkar sağlamaya çalışıyor.
Oyun, Sovyet Rusya’nın eşitliksiz yapısını eleştiriyor ama her zamana ve sisteme uyarlanabilir tespitlere sahip. Semyon’un intihar kararının sınıf ve inanç fark etmeksizin herkes için çıkar sağlamaya dönüşmesi, oyunun ilk perdesinde uzunca anlatılıyor. Entelektüelinden seks işçisine ve pederine kadar her sınıfı temsil eden karakterler, Semyon’dan intihar mektubunda kendisinden bahsetmesini istiyor. Her karakterin oyuna girişi ve amacını ifade etmesi ilk perdenin süresini uzatıyor ve yer yer durağanlaştırıyor. İkinci perde ise çok daha kısa ama keşke ilk perde kadar uzun olsaymış dedirtecek kadar derdini akıcı ve trajikomik şekilde ortaya koyuyor.
Ankara Devlet Tiyatrosu oyuncuları genel olarak gayet başarılı ama peder rolündeki Tunç Yıldırım ve kayınvalide Serafima rolündeki Pınar Sesveren özellikle öne çıkıyor.