Rusya’nın askeri bir operasyon olarak başlattığı fakat bir süre sonra dünyadaki dengeleri altüst eden Ukrayna ile Rusya arasında devam etmekte olan savaş 103. gününde.
Kanlı çatışmalara sahne olan bölgede sınırları zorlayan bir direniş gösteren Ukrayna, Rus savaş makinesine karşı NATO ülkelerinin silah desteğine ihtiyaç duyarken, Rusya son teknoloji silahlarını sahaya sürmesiyle dengeler değişmeye başladı.
Rusya’nın füze ve ağır topçu saldırılarına karşı savaşı dengelemek isteyen Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, savunmasını sürdürmek için ABD’nin gelişmiş füze sistemleri göndermesi konusunda bir hayli ısrarcıydı. Biden, Ukrayna’ya istediği roket sistemlerini bir dizi çekincesine rağmen göndermeye karar verdi.
SAATTE 200 BOMBA DÜŞEN SİEVİERODONETSK SONRASI DENKLEM DEĞİŞTİ
Biden, içerde ciddi baskıyı göze alarak önceki gün 100 milyon dolarlık ek askeri yardımın yanı sıra, Rus hedeflerini vuracak çok namlulu orta menzilli M142 Yüksek Hareket Yetenekli Topçu Roket Sistemi’nin (HIMARS) de Ukrayna’ya gönderileceğini açıkladı.
Bu kararın alınmasında altında, son haftalarda Rus ordusunun üstünlüğü ele geçirmesi yatıyor. Özellikle, Rus ordusunun Luhansk ve Donetsk arasında bulunan ve saatte 200 kez bombalan Severodonetsk’teki ilerlemesini durdurmak için Beyaz Saray yönetiminin adım atmak zorunda kaldığı anlaşılıyor.
Peki ama savaşın 100. günü geride kalmışken söz konusu roket ve topçu sistemleri savaşın gidişatını tersine çevirebilir mi? 7 soruda M142 HIMARS hamlesinin iç yüzü…
1) ABD BAŞKANI NEDEN ‘U’ DÖNÜŞÜ YAPTI?
ABD Başkanı Joe Biden The New York Times gazetesine yazdığı “What America Will and Will Not Do in Ukraine” başlıklı makalesinde, savaşın ilk gününden itibaren Ukrayna’ya önemli miktarda silah ve cephane göndermek için hızlı hareket ettiklerini söyledi. Başkan Biden, Ukrayna güçleri için gönderilen silahlar için “Savaş alanında üstünlüğü kaybetmemeleri ve müzakere masasına olabilecek en güçlü şekilde oturabilmeleri için böylesi bir destekte bulunuyoruz” ifadesini kullandı.
Ukrayna’ya yolladıkları silahların savaş alanında kilit rol oynadığını dile getiren Biden, müttefiklerine gönderecekleri çoklu namlulu fırlatma roket sistemleri konusuna da değindi.
M142 HIMARS hamlesine ilişkin konuşan ABD başkanı, “Ukraynalılara savaş alanındaki kritik hedefleri daha isabetli vurmalarını sağlayacak gelişmiş roket sistemleri ve mühimmat sağlamaya karar verdim” açıklamasının ardından, Ukrayna’ya Javelin tanksavar füzeleri, Stinger uçaksavar füzeleri, güçlü topçu, radarlar, insansız hava araçları, Mi-17 helikopterleri ve mühimmat dahil olmak üzere gelişmiş silahlar sağlamaya devam edeceklerini de ekledi.
Fakat, makalede ABD başkanının iki arada kaldığını gösteren belirtiler de vardı.
Giderek uzayan ve yıpratıcı bir hâl alan savaşta köşeye sıkışmaya başlayan Zelenskiy, haftalardır uzun menzilli çoklu namlulu fırlatma roket sistemlerinin gönderilmesi konusunda ABD’yi sıkıştırıyordu. Beyaz Saray kanadında ise bir sessizlik halimdi. Peki ama Biden’ın yanıt vermesi neden bu kadar uzun sürdü?
UKRAYNA’NIN İSTEDİĞİ ROKET SİSTEMLERİ ABD KANADINDA ENDİŞE YARATTI
ABD Ulusal Güvenlik Konseyi’nin Avrupa’dan sorumlu kıdemli direktörü Dr. Amanda Sloat, Beyaz Saray’ın Ukrayna’nın askeri ihtiyaçlarına olabildiğince duyarlı olduğunda ısrar etse de, Ukrayna’ya gönderilecek 40 milyar dolar değerindeki askeri, ekonomik ve insani acil yardım paketi ABD Senatosu’ndan geçmesi gerekiyordu.
Tasarı, 19 Mayıs’ta Senato tarafından kabul edildi ve ardından Doğu Asya gezisinde olan Başkan Biden’ın imzasına sunuldu. Yardım paketinin içeriğini danışmanlarıyla değerlendiren Biden, mümkün olan en kısa sürede yardım paketine yeşil ışık yakmak istedi.
Ancak, bu konuda karara varılması 10 gün sürdü ve Beyaz Saray tarafından gelen sızıntı haberlerine göre, HIMARS’ların teslim edilip edilmemesi konusunda ciddi bir kriz yaşandığı ortaya çıktı. Beyaz Saray’da yaşanan krizin en büyük sebebi ise roket sistemlerinin menzilinin ne olacağıydı.
Bu nedenle iki arada kalan Biden, bu tip silahları Ukrayna’ya göndermeyeceklerini söyledikten 24 saat sonra kararını değiştirdi.
‘ABD, RUSYA’YA YÖNELİK BİR HAMLEDE BULUNMAYACAK!’
Beyaz Sarayı korkutan senaryoya göre, ABD menşeli füze bataryalarının Rus topraklarına düşmesi Amerika’nın da bu savaşa ortak olması anlamını taşıyabilirdi. Bu da içinden çıkılamayacak bir durum yaratacaktı.
Biden yönetimi için HIMARS çoklu namlulu fırlatma roket sistemlerinin menzilini belirlemek hayati önem taşıyordu. ABD Başkanı bu adımın hemen öncesinde New York Times için kaleme aldığı makalede, ABD’nin savaştaki pozisyonunu ve Rusya ile NATO arasında savaşın tırmanması riskini sınırlamak için diplomatik bir “ön almış” oldu.
Biden kaleme aldığı yazıda, “Bay Putin’in hareketlerini hiçbir koşulda tasvip etmesem de ve eylemlerini rezil sonuçlar doğurduğunu görsem de, ABD, Rusya’ya yönelik herhangi bir hamlede bulunmayacak” sözünün ardından HIMARS roket sistemlerinin Rus topraklarına ateşlenmesini önleyeceklerinin garantisini veriyordu.
Kiev yönetimine uzun değil orta menzilli sistemlerin gönderileceği netleştirilmiş oldu.
2) ABD’NİN DİĞER ÇEKİNCESİ NEYDİ?
Fakat bu noktada bile kimi endişeler devam ediyor. Öyle ki, CNN’in Beyaz Saray kaynaklarına dayandırdığı haberinde, ABD hükümetinin 227 mm’lik güdümlü füzelerini ve ATACMS füzelerini göndermeye ne kadar istekli olsa da ciddi bir kararsızlık içinde olduğu ifade ediliyordu.
Bunun da sebebi, bu silahların içindeki son teknolojinin Ukrayna’nın geri çekilişi sonucunda Rus ordusunun eline geçme ihtimali. Eğer bu silahlar, Rusya tarafından ele geçirilirse ciddi bir operasyonel güvenlik riski ortaya çıkmış olacak.
40 milyar dolarlık askeri yardım paketi 19 Mayıs’ta Senato tarafından kabul edildikten sonra Doğu Asya gezisinde olan Biden’a sunuldu. ABD Başkanı yardım paketini “Air Force One”da danışmanlarıyla değerlendirdi. Fotoğraf: AP
Baştan itibaren böylesi bir durumdan çekinen Beyaz Saray, çözümü M777 Howitzer 155 mm obüsünü Ukrayna kuvvetlerine gönderdi ancak ABD ordusunun kullandığı bu silahın ağ bağlantılı dijital atış sistemini pakete dahil etmedi.
3) FÜZE SİSTEMLERİ UKRAYNA’YI KURTARMAYA YETEBİLİR Mİ?
Biden, Ukrayna savunmasının feci bir başarısızlıkla karşı karşıya kalmaması için elinden gelen desteği vereceğini açık bir dille belirtiyor. Ancak uzmanlar, Rus güçlerinin Batı desteğine rağmen ilerliyor olmasından ve Ukrayna ordusunun savaşın ilerleyen günlerinde bozguna uğratılma ihtimalinin bir hayli yüksek oluşundan endişe duyuyor.
Bir diğer endişe ise olası bir senaryo değişikliğinde Batı yardımlarıyla Ukrayna ordusu tarafından yenilgiye uğratılan Putin’in vereceği tepki.
Hatırlanacağı gibi Putin’in “Rusya yok olacaksa bu gezegene ne gerek var?” çıkışı basit bir tehditten çok daha ciddi bir anlam taşıyordu. Beyaz Saray ise gerginliği aşağıya çekmek için “Şu anda Rusya’nın Ukrayna’da nükleer silah kullanma niyeti olduğuna dair herhangi bir işarete rastlamadık” açıklaması yapmıştı.
ABD Ulusal İstihbarat Direktörü (DNI) Avril Haines ise geçtiğimiz ay başında Kongre’ye yaptığı sunumda, Putin’in Ukrayna’daki savaşı kaybetmesi ve çaresiz kalması durumunda nükleer seçeneği kullanmaktan geri durmayacağını ve bunun batı yarımküre için ağır sonuçlar doğuracağını söylemişti.
ABD Ulusal İstihbarat Direktörü (DNI) Avril Haines; Fotoğraf: AP
‘HİÇBİR SİSTEM SAVAŞI TERSİNE ÇEVİRMEYECEK’
Çoğu kişi Rusların Nisan ayında yaptığı Sarmat kıtalararası balistik füze testinden sonra dahi ABD’nin nükleer gerilimi daha da arttırmayacağı görüşünde. Beyaz Saray ve çevresinin kontrolü kaybetmeden ve Rusya’yı daha fazla köşeye sıkıştırmadan savaşın gidişatına dair bir çözüm yolu geliştirmesi bekleniyor.
ABD Savunma Bakanlığı Savunma Politikalarından Sorumlu Müsteşarı Colin Kahl, Rusya’nın sert tehditleri ve Ukrayna’daki ilerleyişi sonucunda, HIMARS roket sistemlerinin dahi Kiev güçlerinin bu savaştan galibiyetle çıkmasını sağlamayacağını ileri sürüyor.
“ABD’nin gönderdiği silahlar Rus kuvvetlerinin ilerlemesini yavaşlatsa da durdurmayacak” diyen Colin Kahl salı günü yaptığı açıklamada ayrıca şunları ekledi:
“Hiçbir sistem savaşı tersine çevirmeyecek. Savaş, her iki taraf için de bir tür milli kimlik kazanmış durumda. İki ülkede de yüzbinlerce asker seferber edildi. Giderek daha da yıpratıcı bir hâl alan savaş muhtemelen uzun bir süre daha devam edecek.”
Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelenskyy, savaşın vurduğu Kharkiv bölgesini ziyaret etti. Fotoğraf: AP
4) UKRAYNA FÜZELERİ NEDEN İSTİYOR?
Ukrayna güçleri ağır Rus topçu saldırılarıyla her geçen gün paramparça ediliyor. Rusya’nın geri çekildikten sonra tüm kuvvetleriyle saldırıya geçtiği savaşta her geçen gün eriyen Ukrayna ordusu, bir an önce karşı saldırıya geçerek psikolojik üstünlüğü geri kazanmak istiyor.
Eğer, Topçu Roket Sistemi Ukrayna ordusunun envanterine dahil edilirse, bu silah sayesinde 80 km uzaklıktaki hedeflerin hata payı olmaksızın vurulması sağlanacak.
Ayrıca bu silah Ukrayna ordusunun Rus roket sistemleriyle aynı menzile ulaşması anlamına gelecek.
5) HIMARS NE ZAMAN KULLANILMAYA BAŞLAYACAK?
Roket sistemleri gönderilse de en büyük sorun silahların zamanında kullanılamayacak olması.
HIMARS, Ukrayna Silahlı Kuvvetleri için çok ihtiyaç duyulan bir saldırı silahı olabilir ancak, çatışma sahasında öne sürüldüğü gibi “oyunun kurallarını değiştirecek” hızlı bir etkisi olmayacak! Bunun nedeni, teslimatın dört sistemden oluşması.
Bu sağlansa bile roket sisteminin kurulması, topçu birliklerinin bu yeni silahı kullanması ve bakım personelinin eğitimi için en az bir aylık bir zamana ihtiyaç olacak.
Buna karşın, Rus topçu birlikleri doğuda her hecen gün Ukrayna cephesini parçalayarak yoluna devam ediyor. Zelenskiy, Çarşamba günü yaptığı açıklamada, Rus toplarını hedef alabilecek silahları olmadan bu savaşta direnmelerinin mümkün olmayacağını itiraf etmişti.
Zelenskiy ayrıca Rus birlikleri karşısında Ukrayna askerlerinin moralinin de büyük darbe aldığını da açıklamıştı.
M142 Yüksek Hareket Yetenekli Topçu Roket Sistemi’nin (HIMARS). Fotoğraf: AP
6) HIMARS’IN TEKNİK ÖZELLİKLERİ NEDELER?
M142 HIMARS, ABD Ordusunun kullandığı standart 6×6 Orta Taktik Araçlar Ailesi (FMTV) tipi orta sınıf kamyon üzerine eklenen bir çoklu roketatar sistemi.
Her fırlatıcı üç kişilik bir ekip tarafından çalıştırılan roketatar sistemi, 6 adet 227mm M270 roketi, 1 adet MGM-140 ATACMS füzesini ateşleyebiliyor. En önemli özelliği ise hareket kabiliyetinin yüksek oluşu.
Ayrıca, sistemin maksimum menzili, ne tür mühimmat ateşlediklerine bağlı oluyor. GPS/INS (70 kilometre) M30, M31 topçu roketleri ve ATACMS balistik füzesi 300 kilometreye kadar atış yapabiliyor.
7) UKRAYNA HIMARS İLE NASIL BİR AŞAMA KAT EDEBİLECEK?
Şu ana kadar Ukrayna’nın topçu sistemlerinin büyük bir kısmı, modernize edilen Sovyet dönemi sistemlerinden oluşuyor. Ukrayna Silahlı Kuvvetleri savaş döneminde Çekya’dan bir dizi RM-70 çoklu roketatar (MRL) sistemi alsa da bunlar da Sovyet standartlarında olan 122 mm roketleri ateşleyebiliyor.
HIMARS ile uzun menzilli ve hata payı yapmayacak topçu desteği, Ukrayna ordusu için bir açıdan rahatlama sağlayabilir. Özellikle Ukrayna kuvvetleri, Donbas bölgesinde bulunan Rus zırhlı birliklerini geniş alanda durdurmak için kullanacağı yaylım ateşine ihtiyaç duyuyor.
Ancak, HIMARS’ın Ukrayna için en büyük sıkıntısı mühimmat eksikliği olacak. Öyle ki, seri atışlar yapan bu sistem için ciddi bir askeri tedarik zincirinin kurulması gerekiyor.
Dolayısıyla, M142 HIMARS Ukrayna ordusunun eline geçtiğinde sadece nokta hedefleri vurmak için ateşlenebilecek.
Interpol Genel Sekreteri Jürgen Stock; Fotoğraf: AP
‘BU KADAR SİLAHI GÖNDERMEK TEHLİKELİ OLABİLİR!’
ABD’nin Füze Teknolojisi Kontrol Birimi (MCTR) uluslararası silah kontrol anlaşması çerçevesinde ATACMS füzelerinin transferi için potansiyel engeller sunuyor. Biden yönetimi MCTR’nin protokollerine uyarak silah satışını yapmaya hazırlandığı esnada, Interpol Genel Sekreteri Jürgen Stock’dan önemli bir uyarı geldi.
Ciddi miktarlara ulaşan Ukrayna’ya gönderilen silah sevkiyatının, silah tüccarlarının eline düşebileceğini söyleyen Interpol başkanı, savaş bölgesinde kontrolsüz şekilde dolaşıma sokulan silahların silah tüccarları tarafından kayıt dışı pazarlarda satılmasından endişe duyuyor.