Süper Kupa’ya “vatanı- milleti-futbolu” düşünüp protesto için U19 ile çıkan Fenerbahçe, artık biraz da kendini düşünsün ve Galatasaray derbisinde aynı işlemi tekrarlayıp, hem sezonu ezeli rakibi karşısında ezilip fark yiyerek bitirmesin, hem de protestosunu derinleştirsin.
Namı yürüsün!
Çünkü rakibinin ivmelenip farkı açtığı sezonun son dönemecinde “Fenerkülçe” olmuş Fenerbahçe takımı!Konyaspor’un golü ofsayt olmasa durum daha da trajik hale gelecekti ama bu kadarı bile yetti milyonlarca Fenerbahçeliye…
Zirveye ve Süper Lig’e tutunmak gibi zıt yönlerde olsa da sezon itibarıyla her iki takım öylesine ağır “varoluş problemleri” içindeydi ki, özellikle ilk yarıda sahada futbolun “yok olup” yerini gerginliğe bırakması doğaldı.
Başta Konyaspor, Ali Çamdalı’nın oyuncu tercihleriyle iyice sertleşmiş, maçı hemen koparmak için ilk çeyrekte Fenerbahçe yarı sahasına yerleşmişti.
İlk yarının kalan süresinde Fenerbahçe topa sahip olup maça ağırlığını koydu. Fakat Konyaspor merkezindeki boşluğu değerlendirmek yerine kanatlardan gitmek istediği ve rakip topu kaybedince hızla topun arkasına geçtiği için Tadic’in, Mert Hakan’ın ve Dzeko’nun denemelerine rağmen gol atamadı.
İkinci devre başlarken rakip kaledeki fırsatları değerlendirmeye mecbur olduğunu anlayan İsmail Kartal, Batshuayi-Mert Hakan değişikliği yaptı. Yabancı sayısı yüzünden Becao ile Çağlar’ı da değiştirmek zorunda kaldı. Oysa altı dakika sonra Osayi sakatlanıp yerini Mert Müldür’e bırakacaktı. Dakika geçmeden bu kez öndeki büyük umut İrfan Can sakatlandı, yerini maç başına bir depar atabilen Cengiz’e bıraktı. Şansı da yok Fenerbahçe’nin yani!
Değişikliklerden sonra Cengiz ve Szymanski dışında daha efektif bir Fenerbahçe vardı sahada. Ancak moral yoktu. Belli ki, ezeli rakibe rekorları, averajı, malı-mülkü kaptırdığından beri yerlerdeydi o.
Fenerbahçe golsüzlüğünün teknik açıklaması, Konyaspor kalecisi Slovik’in sağlam refleksleri ve kanat ortalarının Batshuayi yerine son dokunuşta yaşadığı sıkıntı süren Dzeko’ya denk gelmesi şeklindeydi. İşin psikolojik boyutunu ise İsmail Kartal’a, Ali Koç’a sormak lazım.
On dakika kala “patron çıldırdı” ve son değişiklik hakkını kullanarak Tadic’i çıkarıp Serdar Dursun’u aldı; üç santrafor yaptı takımı İsmail Kartal. Hem de formunun dibine inmiş Szymanski orada öyle dururken. Orkestraya 24 kemancı koyarak “çok sesli müzik” yaptığını sanan arabeskçi fantezisi gibi!
Şimdi Galatasaray bir yenilecek, bir de Fenerbahçe’ye yenilecek! Kartal’ın matematiği böyle.
En iyisi Başkan Ali Koç’un yarım bıraktığı protestoya devam edip derbide takımı sahadan çekmesi galiba. Hiç olmazsa sezon işe yarasın!