İstanbul Bakırköy’de dünyaya gelen ilk ve orta öğrenimini burada tamamlayan Ayşen Arda İşçi, emeklilik sonrası eşiyle birlikte 15 yıl önce Kars’ın Selim ilçesine bağlı Cavlak köyüne yerleşti.
2017 yılı Eylül ayında Kars’ta başladığı açık öğretim lisesini başarıyla bitirdikten sonra 2020 yılında Yükseköğretim Kurumları Sınavına giren (YKS) İşçi, Kars Kafkas Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nü kazandı. Ayşen Arda İşci, pandemi yüzünden 1 ve 2’nci sınıfın bir bölümünü uzaktan eğitimle tamamladı.
3’üncü sınıfta okurken Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremler sonrası yeniden uzaktan eğitim kararı alınması sebebiyle İşçi, derslerini köyünden takip etmeye başladı.
Bir taraftan ev işlerini yapan İşçi, bir taraftan da derslerini takip ediyor. Karslıların ‘Ayşen teyze’ dediği Ayşen Arda İşçi, internetin iyi çektiği bir odaya koyduğu minderine oturarak, online derslerini dikkatle takip ediyor. Pencere önüne tahtadan bir sıra, sıranın üzerine de minder koyan İşçi, kulaklıkla ders dinleyip, defterine not alıyor.
‘OKUMANIN YAŞI YOK’
Uzun süredir Selim ilçesine bağlı Cavlak köyünde yaşadığını belirten İşçi, açıktan liseyi bitirdikten sonra 65 yaşında üniversite sınavını kazandığını ve Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nü okumaya başladığını söyledi. 68 yaşında 3’üncü sınıf öğrencisi olduğunu söyleyen Ayşen İşçi, “Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkileri okumayı çok istiyordum. Sınavda aldığım puanla bu bölüme girmeyi başardım. İnsan bu yaşında da her şeyi yapabilir, okumanın yaşı yoktur. ‘Hayat bir şekilde devam ediyor’ demek bana göre uygun olmayan bir sözdür. Tabii ki hayat bir şekilde devam ediyor ama her zaman için biz Cumhuriyet kadınları şartlar ne olursa olsun eğitimimize devam etmek istiyoruz ve etmek için de çaba sarf ettim. Hedefim kırsaldaki genç yaşta evlenen kızlarımıza örnek olmak. Birçok kızımızı da açık liseye kaydettirdim. Ülkemizin daha ileriye gitmesi için genç ve dinamik beyinlerin okumasının özellikle kız çocuklarının okumasının gerekli olduğuna inanıyorum” diye konuştu.
‘HAYAT BANA YILMAMAYI ÖĞRETTİ’
Ayşen Arda İşçi, “Diyeceksiniz ki ‘Ayşen teyze sen yılmıyor musun?’ Hayat bana yılmamayı öğretti. Yılmak, yorulmak, mücadeleden vazgeçmek benim prensiplerime aykırı. Şu anda okulumu bitirmek istiyorum. Diplomamı almak istiyorum. Daha sonraki hedeflerinizden hiçbir şey yapamasam dahi rol model olmayı sürdüreceğim. Köy kadınlarına, okumak isteyenlere, tavsiyelerim de var. Zaten gençlerimizin çoğu okuyorlar şu anda. Fakat genç yaşta okulunu bırakmış olanlar var. O kızlarımıza, erkeklerimize rol model olup tekrar açık liseden devam ettiriyorum. Açık liseyi bitirip üniversiteye başlayanlar mevcut. Halen şu anda açık lisede devam edenler mevcut. Bir şekilde eğitimlerine devam ettiriyorum. Şöyle ki eğitimli olan insandan zarar gelmez. Eğitim derken de lütfen insanlarımızı cehaletle suçlamayalım. Cehalet çok farklı bir şeydir. Dedelerimizin, ninelerimizin çoğu okumamıştı ama cahil değillerdi. Yani cehaletle eğitimi karıştırmamak lazım. İkisi farklı şeyler” ifadelerini kullandı.
‘EN ZOR ŞARTLARDA DAHİ EĞİTİMİME DEVAM EDİYORUM’
Üniversite öğrenimini zor şartlar altında sürdürdüğünü belirten İşçi, şunları söyledi:
“Devlet bana bu fırsatı tanımış, ben okula başlamışım. Madem ki ben okula başladım haliyle sınıfımın birincisi olmasam da ilk üç içinde olmak isterim ki öyleyim de. Niçin bizim akademisyenlerimiz bize ders veriyorlar? Bizlere öğretmek için ders veriyorlar. 65-68 yaşında olmak önemli değil boşuna sıra işgal etmemek lazım ve de öğrenmek lazım diye düşünüyorum. En zor şartlarda dahi eğitimime devam ediyorum. Küreselleşen dünyanın içinde yer almak istiyorum ve de eğitimime devam ettiğim müddetçe yeni dünya şekillerini çok daha iyi anlayacağımı düşünüyorum. Türkiyem için de güzel bir gelecek düşünüyorum. Gençlerimize bu güzel gelecekten faydalanmak için ben de onlara rol model olur bildiklerimi karınca, kararınca, dilim döndüğünce anlatmaya çalışırım. Ben önümüzdeki sene üniversiteyi bitiriyorum. 69 yaşında mezun olacağım. 71 yaşında ise yüksek lisansımı bitirmiş olacağım artık doktora falan derken öyle devam edeceğim. Çünkü ölümü beklemenin gereği yok. Ölüm geldiği zaman ben geliyorum demez ki. Bir anda gelir. O zaman oturup ölümü beklemektense koşuşturarak nereden ve zaman geleceği belli olmayan ölümü mutlulukla karşılamak lazım. Ben yaşamayı seviyorum. Mutlulukla yürümeyi çok seviyorsanız bu yaşınızda bilek 40’ında hayattan bıkanlara da örnek oluyorsunuz aslında.”